Başarı Öykümüzde Kaygı Yönetimi

 

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), öğrencilerin bilişsel kaynaklarını zorlayan, yüksek düzeyde performans gerektiren ve geleceğe ilişkin belirleyici sonuçlar doğurabilen bir sınav olması nedeniyle sınav kaygısına zemin hazırlayabilmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki bir miktar kaygı doğaldır ve performansı artırabilir. Önemli olan, bu kaygının işlevsel düzeyde kalmasını sağlayabilmektir.

Kaygı, genellikle sınav sonucuna yüklenen anlam ile ilişkili olarak farklı etkenlerden beslenebilir. Bu etkenler nedeniyle ortaya çıkan bilişsel çarpıtmalar, bireyin sınava yönelik algısını gerçeklikten uzaklaştırarak hem duygusal regülasyonu hem de dikkat ve odaklanma becerilerini olumsuz etkileyebilmektedir. Öğrencinin zihninde sürekli dönen “başarısız olursam ne olur?” sorusu, beynin karar alma ve problem çözme gibi yürütücü işlevlerden sorumlu bölgelerinin verimliliğini olumsuz etkileyebilmektedir.” Bu nedenle, sınav öncesinde kaygı düzeyinin sağaltılabilmesi için öğrencilerin duygu farkındalığı (emotional awareness) ve bilişsel yeniden yapılandırma (cognitive restructuring) becerilerini geliştirmeleri büyük önem taşımaktadır. Kaygının varlığını yadsımak yerine onunla iş birliği yapmak, yani kaygıyı bir tehdit değil, hazırlık sürecinin doğal bir bileşeni olarak görmek psikolojik dayanıklılığı (resilience) artırır. Nefes egzersizleri, progresif kas gevşetme (progressive muscle relaxation) ve mindfulness temelli farkındalık çalışmaları, sempatik sinir sisteminin etkinleşmesini azaltarak bedensel belirtilerin kontrol altına alınmasını sağlar. Ayrıca, bireyin kendi düşünce süreçlerini fark ederek değerlendirmesi (metakognitif)  otomatik ve işlevsiz düşüncelerini yeniden düzenlenmesine olanak tanır.

Sınav anında ortaya çıkan durumluk kaygının (state anxiety) regülasyonu ise öğrencinin zihinsel esnekliğine ve stresörle başa çıkma stratejilerine bağlıdır. Anlık panik durumlarında uygulanabilecek grounding teknikleri, bireyin “şimdi ve burada”ya dönmesini sağlar. Özellikle beş duyunun kullanıldığı 5-4-3-2-1 yöntemi, bilişsel kontrolü yeniden kazanmaya yardımcı olur. Öğrencinin kendi iç sesine “Bu bir tehdit değil, bir görev” şeklinde telkinlerde bulunması, bilişsel yeniden çerçeveleme (cognitive reframing) yöntemiyle performans üzerindeki baskıyı azaltabilir. Sınav stratejisi, zaman yönetimi teknikleri ve sınav esnasındaki dikkat dağıtıcı uyaranların filtrelenmesi de psikolojik performansın sürdürülebilirliği açısından önemlidir.

Unutulmamalıdır ki YKS yalnızca akademik bilgi düzeyini değil, psikolojik sağlamlık ve stres altında işlevselliği sürdürebilme kapasitesini de ölçen çok boyutlu bir süreçtir. Öğrencilerin bu dönemde hem kendilerine hem de süreçteki belirsizliklere karşı daha kapsayıcı ve kabul edici bir yaklaşım geliştirmeleri, onların psikolojik sağlamlıklarını destekleyecektir. Sonuç olarak sınav, bireyin yaşam yolculuğundaki tek belirleyici durak değildir; bir geçiş evresidir. Bu geçişi sağlıklı ve dengeli biçimde gerçekleştirmek, uzun vadede daha işlevsel yaşam becerilerinin ve başarıların temellerini atacaktır.

Lütfen bizi takip edin ve beğenin:

You may also like...